Bize kendinizden ve Atelier Of Yos'un hikayesinden bahseder misiniz? Muhtemelen klişe olacak ama çocukluk yıllarından beri modayla ilgileniyorum. Çocukken evde defile yapardım, yetişkin kıyafetleri giyip farklı rollere bürünürdüm. İş hayatına atıldıktan sonra da üreten her kadını tutkuyla takip ettim. Her zaman deneyime açtım ve ilham arıyordum. Sonunda, bir moda markası yaratmaya odaklanmanın zamanının geldiğini fark ettim. Bambaşka bir sektörde yönetici olmama ve giysi üretimi konusunda hiçbir tecrübem olmamasına rağmen, hayalimin peşinden koşmanın riske değer olduğunu anladım. Atelier of Yos markasının kadınların kendilerine güvenmelerini yansıtma misyonu hakkında daha fazla bilgi verebilir misiniz? Moda, kendimi ifade edebileceğim bir sahne. Kim olduğumun bir yansıması. Atelier of Yos da tam olarak bunu yansıtıyor; kendinden emin, çalışkan, ama genç ve eğlenceli. Tasarımlarımın kadınlara kendilerini güçlü ve özgüvenli hissettirmesini istiyorum. Kadınlar olarak birçok önyargıyla yüzleşiyor ve çelişkili beklentileri karşılamaya çalışıyoruz. Moda, tüm bunlarla yüzleşmemize yardımcı olabilir. Bence moda bir zırh ve güven aracıdır. Tasarımlarımın kadınlara bu hissi vermesini amaçlıyorum. Atelier of Yos markasını diğerlerinden farklı kılan nedir? Bir değişimin peşine düştüm ve hem ofis hem de gündelik giyimde zahmetsizce kullanılabilecek, aynı zamanda güçlü ve zamansız olan bir marka kurdum. Odak noktam, müşteriye yüksek kaliteli bir tasarım sunmak oldu. Kalite ve fiyat dengesini sağlamak küçük markalar için zor, ancak biz bu dengeyi başarılı bir şekilde kurduk. En başından beri sürdürülebilirliği tercih ettik; küçük üretimler yapıyor ve en çok satan ürünleri tekrar üretiyoruz. İstanbul’da üretim yapmak daima aklımdaydı çünkü Türkiye’nin imalatta büyük bir geçmişi var ve bunu Atelier of Yos’da kullanmak istedim. Tasarım anlayışınızı zamanla nasıl geliştiriyorsunuz? Koleksiyonlarınızda bir tutarlılık mı yoksa değişiklik mi tercih ediyorsunuz? İlk koleksiyonumda daha feminen ve iddialı kumaşlara odaklandım. Şimdi ise basitlik ve şekillerin mükemmelliğine daha fazla dikkat ediyorum. Tasarımlar artık daha tutarlı, daha saf ve detay odaklı. Hâlâ öğreniyorum ama sunmak istediğim şey hakkında daha net bir vizyona sahibim. Her sezon daha fazla deneyim kazandıkça, bu gelişim koleksiyonlarımıza da yansıyacak. İlham kaynaklarınız nelerdir? Hem Türkiye’de hem de Avrupa’da tutkuyla işini yapan marka sahiplerini takip ediyorum. Moda dünyasındaki trendleri takip etmiyorum; benim için sezonun renkleri ya da kumaşları değil, Atelier of Yos koleksiyonuna uyum önemlidir. Bu yaklaşım, tasarımlarımı taze, özel ve zamansız kılıyor. Atelier of Yos marka anlayışını nasıl tanımlarsınız? Klasik anlayışı modernizmle birleştiriyorum, ama buna rağmen farklı köşeleri olan bir marka. Bazen aykırı, bazen ise çok güçlü bir stil yaratıyoruz. İlerleyen dönemlerde hedefleriniz nelerdir? Her şeyi doğal bir şekilde geliştirmek istiyorum. Müşterilerimizden, influencer'lardan ve basından giderek daha fazla ilgi görüyoruz ve bunun için minnettarız. Uzun vadede, Atelier of Yos’u küresel bir marka haline getirmeyi hedefliyorum. Kıyafet satmak hiçbir zaman ana hedefim olmadı; müşterilerimizin memnuniyeti her zaman önceliğim oldu. Aldığımız geri dönüşler de bu konuda doğru yolda olduğumuzu gösteriyor.
Magazin
Yayınlanma: 27 Eylül 2024 - 09:24
Güncelleme: 27 Eylül 2024 - 10:27
Atelier Of Yos'un İlham Veren Hikayesi: Şirketin Kurucusu Özge Hulusiağa ile Soru-Cevap
Atelier of Yos’un kurucusu Özge Hulusiağa, çocukluk hayalinden ilham alarak bambaşka bir sektörde yönetici olmasına rağmen kendi moda markasını kurdu. Marka, kadınların kendine güvenini artırmayı misyon ediniyor ve zamansız, kaliteli, sürdürülebilir parçalar sunuyor.Modayı bir güven aracı olarak tanımlıyor ve İstanbul’da üretim yapmayı tercih ediyor. Atelier of Yos, yenilikçi ve güçlü tasarımlarıyla dikkat çekerken, global bir marka olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.
Magazin
27 Eylül 2024 - 09:24
Güncelleme: 27 Eylül 2024 - 10:27