Bozkırın Tezenesi'nin Doğuşu1938 yılında Kırşehir'in Çiçekdağı ilçesine bağlı Abdallar köyünde dünyaya gelen Ertaş, henüz çocuk yaşta babası Muharrem Ertaş’ın sazı ve türküleriyle büyüdü. İlk çalgısı annesi Döne Ertaş’ın çamaşır tokacından yaptığı oyuncak bağlama olan Neşet, babasından öğrendiği türkülerle müziğe gönül verdi. Babasıyla birlikte Anadolu'yu dolaşan sanatçı, ilk plağını 1957 yılında henüz 19 yaşındayken çıkardı. "Neden Garip Garip Ötersin Bülbül" adlı eseriyle geniş kitlelere ulaşan Neşet Ertaş, kısa sürede Anadolu'nun her köşesinde tanınan bir ozan oldu.
Türkülerin Babası Ankara'ya YerleşiyorErtaş, 14 yaşında İstanbul’a gelerek müzik kariyerine başladı ve burada iki yıl süren plak, kaset ve konser çalışmaları yaptı. Daha sonra Ankara’ya yerleşen sanatçı, halk müziği geleneğini başkentte sürdürdü. Bu dönemde "Türkülerin Babası" ve "Abdal Müzisyen" gibi lakaplarla anılmaya başlanan Neşet Ertaş, Ankara Radyosu'nda da programlar yaptı. Ancak sağlık sorunları nedeniyle müzik yapamaz hale geldiğinde Almanya’ya yerleşti ve uzun yıllar burada yaşadı.Yaşayan İnsan HazinesiNeşet Ertaş, 2000 yılında yeniden Türkiye’ye döndü ve sahnelere çıkarak sevenleriyle buluştu. Hayatı boyunca 400’den fazla plak ve kasete imza atan usta sanatçı, 2011 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Devlet Konservatuvarı tarafından fahri doktora unvanına layık görüldü. Ayrıca, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından UNESCO Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi kapsamında "Yaşayan İnsan Hazinesi" ilan edildi.
Ertaş, sanat yaşamı boyunca Anadolu insanının acılarını, sevinçlerini ve kederini türküleriyle dile getirdi. Onun bağlamadaki tavrı ve türküleri, konservatuarlarda ders olarak okutuldu.Neşet Ertaş’ın MirasıNeşet Ertaş, eserlerinde halkın özünü ve duygularını samimiyetle yansıttı. Albümlerinde "Gönül Dağı", "Kendim Ettim Kendim Buldum", "Kibar Kız", "Gel Gayri Gel", "Seher Vakti", "Zahidem" gibi unutulmaz türkülere yer veren sanatçının hayatı ve eserleri Prof. Dr. Erol Parlak tarafından iki ciltlik kitap olarak yayımlandı.Neşet Ertaş, kendine has üslubu ve insan ruhuna dokunan türküleriyle Türk halk müziğinin zirve isimlerinden biri olarak anılmaya devam ediyor. 12. ölüm yıl dönümünde de Bozkırın Tezenesi, türküleriyle gönüllerde yaşamaya devam ediyor.
Türkülerin Babası Ankara'ya YerleşiyorErtaş, 14 yaşında İstanbul’a gelerek müzik kariyerine başladı ve burada iki yıl süren plak, kaset ve konser çalışmaları yaptı. Daha sonra Ankara’ya yerleşen sanatçı, halk müziği geleneğini başkentte sürdürdü. Bu dönemde "Türkülerin Babası" ve "Abdal Müzisyen" gibi lakaplarla anılmaya başlanan Neşet Ertaş, Ankara Radyosu'nda da programlar yaptı. Ancak sağlık sorunları nedeniyle müzik yapamaz hale geldiğinde Almanya’ya yerleşti ve uzun yıllar burada yaşadı.Yaşayan İnsan HazinesiNeşet Ertaş, 2000 yılında yeniden Türkiye’ye döndü ve sahnelere çıkarak sevenleriyle buluştu. Hayatı boyunca 400’den fazla plak ve kasete imza atan usta sanatçı, 2011 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Devlet Konservatuvarı tarafından fahri doktora unvanına layık görüldü. Ayrıca, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından UNESCO Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi kapsamında "Yaşayan İnsan Hazinesi" ilan edildi.Ertaş, sanat yaşamı boyunca Anadolu insanının acılarını, sevinçlerini ve kederini türküleriyle dile getirdi. Onun bağlamadaki tavrı ve türküleri, konservatuarlarda ders olarak okutuldu.Neşet Ertaş’ın MirasıNeşet Ertaş, eserlerinde halkın özünü ve duygularını samimiyetle yansıttı. Albümlerinde "Gönül Dağı", "Kendim Ettim Kendim Buldum", "Kibar Kız", "Gel Gayri Gel", "Seher Vakti", "Zahidem" gibi unutulmaz türkülere yer veren sanatçının hayatı ve eserleri Prof. Dr. Erol Parlak tarafından iki ciltlik kitap olarak yayımlandı.Neşet Ertaş, kendine has üslubu ve insan ruhuna dokunan türküleriyle Türk halk müziğinin zirve isimlerinden biri olarak anılmaya devam ediyor. 12. ölüm yıl dönümünde de Bozkırın Tezenesi, türküleriyle gönüllerde yaşamaya devam ediyor. 
