1. Güzellik yarışmasına katılmaya nasıl karar verdin? Bu süreçte seni en çok etkileyen şey ne oldu? 1993 yılında Türkiye Güzeli seçildikten sonra hayatında ne gibi değişiklikler yaşadın? Bu ünvan sana neler kattı?1-Aslında yarışmaya katılmak, hayatımda planladığım bir şey değildi. O dönem çevremdeki insanların ısrarı ve desteğiyle bir anda kendimi o sürecin içinde buldum. 1993 yılında Türkiye 2.Güzeli seçilmek, hem genç yaşta büyük bir sorumluluk hem de bir dönüm noktasıydı.
Bu unvan bana sadece bir taç değil, özgüveni, disiplini, temsil gücünü ve insanlarla iletişimin önemini kattı. Hayatımın kapıları o dönemde açıldı ama asıl yolculuğum, o unvanı taşımayı içselleştirdiğimde başladı.2. Hayatında iz bırakan bir defile oldu mu? Unutamadığın bir anını bizimle paylaşır mısın?2-Türkiye’deki ilk defilem benim için unutulmazdır. Henüz çok gençtim, podyuma çıktığım o ilk anı hâlâ dün gibi hatırlıyorum. Işıklar yandı, müzik başladı ve o an sanki dünya durdu.
O defile, bana sahnede sadece yürümeyi değil; duyguyu, zarafeti ve özgüveni taşımayı öğretti. O gün hissettiğim heyecan, aslında modayla olan gerçek bağımın da başlangıcıydı.3. Moda tasarımına olan ilgin nasıl başladı? Aldığın hazır giyim eğitimi kariyerini nasıl şekillendirdi?3-Küçüklüğümden beri kumaşlarla, renklerle ve formlarla oynamayı çok severdim. Annemin dikiş makinesinin sesi, çocukluğumun fon müziği gibiydi.
Hazır giyim eğitimi bu ilgiyi profesyonel temele oturttu. Modayı sadece dış görünüş değil, bir dil olarak görmeye başladım. Tasarım benim için bir ifade biçimi; ruh halimin, yaşadıklarımın, inandıklarımın dışa yansıması.4. Moda ve tasarımın ardından oyunculuğa geçiş sürecin nasıl oldu? “Aşık Oldum” dizisinde yer aldın, ayrıca birkaç klipte de oynadın. Bu süreç senin için nasıl bir deneyimdi?4-Oyunculuk benim için hep merak ettiğim bir alandı. “Aşık Oldum” dizisiyle kamera karşısına geçtiğimde, bambaşka bir dünyanın kapıları açıldı. Rol yapmak değil, bir hikâyenin içine karışmak gibiydi.
Ayrıca birkaç müzik klibinde yer almak da bana farklı bir ifade biçimi kazandırdı. Kamera karşısında duyguyu anlatmak, podyumdaki duruşla çok benzer aslında — ikisi de bir hikâyeyi bedenle anlatma sanatı5. Sence Türkiye modasında Emel Yıldırım’ın yeri ve etkisi nedir? Ayrıca karşılaştığın en büyük zorluk ne oldu, bu süreci nasıl aştın?5-Ben modada “kadının gücünü ve zarafetini bir çizgiyi temsil ediyorum. Emel Yıldırım imzası, sade ama güçlü bir duruşu yansıtır.
En büyük zorluk ise kendi yolumu korumak oldu. Moda dünyası çok değişken ama ben daima özümle uyum içinde kalmaya çalıştım. Her dönem, kendi ışığımı yeniden keşfederek ilerledim.6. Türk modası dünyada yeterince temsil ediliyor mu? Yerli tasarımın gücü nasıl korunmalı?6-Türk modası, el işçiliğiyle, kumaş kalitesiyle ve estetik anlayışıyla aslında çok güçlü bir mirasa sahip. Ancak küresel sahnede sürdürülebilir şekilde yer almak için birlik, vizyon ve tanıtım desteği gerekiyor.
Yerli tasarımcıların güçlenmesi için üreticiden medyaya kadar zincirin her halkasının birbirini desteklemesi şart. Bizim modamızın kalbi Anadolu’nun ruhunda atıyor, bunu dünyaya daha fazla göstermeliyiz.7. Sürdürülebilir moda ve etik üretim konularına bakışın nedir? Bu alanda yapılan çalışmaları nasıl değerlendiriyorsun? Kendi tasarım anlayışında çevre duyarlılığına ve etik değerlere nasıl yer veriyorsun?7-Sürdürülebilirlik benim için bir tercih değil, artık bir yaşam biçimi. Tasarım yaparken sadece estetik değil, doğaya ve insana saygıyı da ön planda tutuyorum.
Geçmişte Homestore ve farklı markalarla yaptığım işbirliklerinde de bu yaklaşımı hep korudum. El işçiliğini, yerli üretimi ve uzun ömürlü tasarımı savunuyorum.
Moda sadece “güzel görünen” değil, aynı zamanda “doğru üretilen” olmalı. Benim için zarafet, doğayla uyum içinde olabildiği sürece anlamlı. 8. Moda dışında hayata dair tutkuların neler? Seni besleyen, ilham veren başka alanlar var mı? Ayrıca sosyal sorumluluk projeleriyle ilgileniyor musun?8-Hayatta beni en çok besleyen şey; üretmek, paylaşmak ve dokunduğum yerlerde bir iz bırakmak. Moda kadar doğa, sanat ve insan hikâyeleri de benim için büyük ilham kaynağı. Sessiz kalmak yerine fayda yaratmayı, paylaşarak büyümeyi seviyorum.
Sosyal sorumluluk projeleri hayatımda çok özel bir yere sahip. Bugüne kadar üç okulun yapımında yer aldım ve birçok sosyal projede aktif rol aldım. Özellikle şimdi Parıltı Derneği’nin görme engelli çocukları için yürütülen çalışmalara destek vermek benim için tarifsiz bir mutluluk
Bir çocuğun eğitimine, geleceğine dokunabilmek kadar anlamlı bir şey yok. Çünkü gerçek güzellik, paylaşmanın ve iyiliğin içinde gizli.9. “Yeni Bir Ben” programını büyük başarıyla sundun. Bu deneyim senin için nasıl geçti? Program süresince yaşadığın en unutulmaz an neydi ve bu süreç sana neler kattı?9-“Yeni Bir Ben “benim için sadece bir televizyon programı değildi; hayatımın en anlamlı dönemlerinden biriydi. Beş yıl boyunca birçok kadının kalbine dokundum. Onların hem görünüşlerinde hem de iç dünyalarında gerçek bir dönüşüme tanık oldum.
Bu proje reyting ya da televizyon başarısından çok daha öteydi. Benim için önemli olan, bir kadının yeniden kendine inanmasını, aynaya umutla bakmasını görmekti.
Kadın demek, anne demektir; anne demek, yeni bir neslin, yeni bir geleceğin temelidir. Kadın mutlu olduğunda, çocuğu, ailesi ve çevresi de mutlu olur. İşte bu yüzden bu programı yürekten, severek yaptım.
Belki bir daha öyle programlar yapılmadı ama “Yeni Bir Ben”, birçok kadının kalbinde hâlâ yaşayan bir ışık bıraktı. Ve ben o ışığın bir parçası olabildiğim için kendimi çok şanslı hissediyorum.10. “Chance by Emel Yıldırım” markasının kuruluş süreci nasıl başladı?10-Chance by Emel Yıldırım, aslında kendi hayatımdan ilham alarak doğdu. Her kadının ikinci bir şansa, kendini yeniden keşfetmeye hakkı olduğunu düşünüyordum.
Markamın adı da bu yüzden “Chance” oldu — çünkü bazen bir parça, bir dokunuş, bir tasarım bile hayata yeniden şans vermek anlamına gelebilir.11-İleride gerçekleştirmek istediğin projeler var mı?11-Evet, hem moda hem medya alanında yeni projelerim var. Özellikle kadınların güçlenmesine, üretime ve kendi hikâyelerini anlatmalarına destek olacak bir platform kurmak istiyorum.
Benim için en büyük motivasyon, ışığını kaybettiğini düşünen kadınlara “yeniden doğuşun” mümkün olduğunu göstermek.12-12. Best Life Magazin ve sohbet köşemiz hakkında neler söylemek istersin?12-Best Life Magazin’i samimi, içten ve ilham verici buluyorum. Sorularınız sadece röportaj değil, bir sohbet gibi hissettirdi. Bu içtenlik, dergiyi çok özel kılıyor.
Okurlara da şunu söylemek isterim: Gerçek güzellik, kendinle barıştığın anda başlar.








Bu unvan bana sadece bir taç değil, özgüveni, disiplini, temsil gücünü ve insanlarla iletişimin önemini kattı. Hayatımın kapıları o dönemde açıldı ama asıl yolculuğum, o unvanı taşımayı içselleştirdiğimde başladı.2. Hayatında iz bırakan bir defile oldu mu? Unutamadığın bir anını bizimle paylaşır mısın?2-Türkiye’deki ilk defilem benim için unutulmazdır. Henüz çok gençtim, podyuma çıktığım o ilk anı hâlâ dün gibi hatırlıyorum. Işıklar yandı, müzik başladı ve o an sanki dünya durdu.
O defile, bana sahnede sadece yürümeyi değil; duyguyu, zarafeti ve özgüveni taşımayı öğretti. O gün hissettiğim heyecan, aslında modayla olan gerçek bağımın da başlangıcıydı.3. Moda tasarımına olan ilgin nasıl başladı? Aldığın hazır giyim eğitimi kariyerini nasıl şekillendirdi?3-Küçüklüğümden beri kumaşlarla, renklerle ve formlarla oynamayı çok severdim. Annemin dikiş makinesinin sesi, çocukluğumun fon müziği gibiydi.
Hazır giyim eğitimi bu ilgiyi profesyonel temele oturttu. Modayı sadece dış görünüş değil, bir dil olarak görmeye başladım. Tasarım benim için bir ifade biçimi; ruh halimin, yaşadıklarımın, inandıklarımın dışa yansıması.4. Moda ve tasarımın ardından oyunculuğa geçiş sürecin nasıl oldu? “Aşık Oldum” dizisinde yer aldın, ayrıca birkaç klipte de oynadın. Bu süreç senin için nasıl bir deneyimdi?4-Oyunculuk benim için hep merak ettiğim bir alandı. “Aşık Oldum” dizisiyle kamera karşısına geçtiğimde, bambaşka bir dünyanın kapıları açıldı. Rol yapmak değil, bir hikâyenin içine karışmak gibiydi.
Ayrıca birkaç müzik klibinde yer almak da bana farklı bir ifade biçimi kazandırdı. Kamera karşısında duyguyu anlatmak, podyumdaki duruşla çok benzer aslında — ikisi de bir hikâyeyi bedenle anlatma sanatı5. Sence Türkiye modasında Emel Yıldırım’ın yeri ve etkisi nedir? Ayrıca karşılaştığın en büyük zorluk ne oldu, bu süreci nasıl aştın?5-Ben modada “kadının gücünü ve zarafetini bir çizgiyi temsil ediyorum. Emel Yıldırım imzası, sade ama güçlü bir duruşu yansıtır.
En büyük zorluk ise kendi yolumu korumak oldu. Moda dünyası çok değişken ama ben daima özümle uyum içinde kalmaya çalıştım. Her dönem, kendi ışığımı yeniden keşfederek ilerledim.6. Türk modası dünyada yeterince temsil ediliyor mu? Yerli tasarımın gücü nasıl korunmalı?6-Türk modası, el işçiliğiyle, kumaş kalitesiyle ve estetik anlayışıyla aslında çok güçlü bir mirasa sahip. Ancak küresel sahnede sürdürülebilir şekilde yer almak için birlik, vizyon ve tanıtım desteği gerekiyor.
Yerli tasarımcıların güçlenmesi için üreticiden medyaya kadar zincirin her halkasının birbirini desteklemesi şart. Bizim modamızın kalbi Anadolu’nun ruhunda atıyor, bunu dünyaya daha fazla göstermeliyiz.7. Sürdürülebilir moda ve etik üretim konularına bakışın nedir? Bu alanda yapılan çalışmaları nasıl değerlendiriyorsun? Kendi tasarım anlayışında çevre duyarlılığına ve etik değerlere nasıl yer veriyorsun?7-Sürdürülebilirlik benim için bir tercih değil, artık bir yaşam biçimi. Tasarım yaparken sadece estetik değil, doğaya ve insana saygıyı da ön planda tutuyorum.
Geçmişte Homestore ve farklı markalarla yaptığım işbirliklerinde de bu yaklaşımı hep korudum. El işçiliğini, yerli üretimi ve uzun ömürlü tasarımı savunuyorum.
Moda sadece “güzel görünen” değil, aynı zamanda “doğru üretilen” olmalı. Benim için zarafet, doğayla uyum içinde olabildiği sürece anlamlı. 8. Moda dışında hayata dair tutkuların neler? Seni besleyen, ilham veren başka alanlar var mı? Ayrıca sosyal sorumluluk projeleriyle ilgileniyor musun?8-Hayatta beni en çok besleyen şey; üretmek, paylaşmak ve dokunduğum yerlerde bir iz bırakmak. Moda kadar doğa, sanat ve insan hikâyeleri de benim için büyük ilham kaynağı. Sessiz kalmak yerine fayda yaratmayı, paylaşarak büyümeyi seviyorum.
Sosyal sorumluluk projeleri hayatımda çok özel bir yere sahip. Bugüne kadar üç okulun yapımında yer aldım ve birçok sosyal projede aktif rol aldım. Özellikle şimdi Parıltı Derneği’nin görme engelli çocukları için yürütülen çalışmalara destek vermek benim için tarifsiz bir mutluluk
Bir çocuğun eğitimine, geleceğine dokunabilmek kadar anlamlı bir şey yok. Çünkü gerçek güzellik, paylaşmanın ve iyiliğin içinde gizli.9. “Yeni Bir Ben” programını büyük başarıyla sundun. Bu deneyim senin için nasıl geçti? Program süresince yaşadığın en unutulmaz an neydi ve bu süreç sana neler kattı?9-“Yeni Bir Ben “benim için sadece bir televizyon programı değildi; hayatımın en anlamlı dönemlerinden biriydi. Beş yıl boyunca birçok kadının kalbine dokundum. Onların hem görünüşlerinde hem de iç dünyalarında gerçek bir dönüşüme tanık oldum.
Bu proje reyting ya da televizyon başarısından çok daha öteydi. Benim için önemli olan, bir kadının yeniden kendine inanmasını, aynaya umutla bakmasını görmekti.
Kadın demek, anne demektir; anne demek, yeni bir neslin, yeni bir geleceğin temelidir. Kadın mutlu olduğunda, çocuğu, ailesi ve çevresi de mutlu olur. İşte bu yüzden bu programı yürekten, severek yaptım.
Belki bir daha öyle programlar yapılmadı ama “Yeni Bir Ben”, birçok kadının kalbinde hâlâ yaşayan bir ışık bıraktı. Ve ben o ışığın bir parçası olabildiğim için kendimi çok şanslı hissediyorum.10. “Chance by Emel Yıldırım” markasının kuruluş süreci nasıl başladı?10-Chance by Emel Yıldırım, aslında kendi hayatımdan ilham alarak doğdu. Her kadının ikinci bir şansa, kendini yeniden keşfetmeye hakkı olduğunu düşünüyordum.
Markamın adı da bu yüzden “Chance” oldu — çünkü bazen bir parça, bir dokunuş, bir tasarım bile hayata yeniden şans vermek anlamına gelebilir.11-İleride gerçekleştirmek istediğin projeler var mı?11-Evet, hem moda hem medya alanında yeni projelerim var. Özellikle kadınların güçlenmesine, üretime ve kendi hikâyelerini anlatmalarına destek olacak bir platform kurmak istiyorum.
Benim için en büyük motivasyon, ışığını kaybettiğini düşünen kadınlara “yeniden doğuşun” mümkün olduğunu göstermek.12-12. Best Life Magazin ve sohbet köşemiz hakkında neler söylemek istersin?12-Best Life Magazin’i samimi, içten ve ilham verici buluyorum. Sorularınız sadece röportaj değil, bir sohbet gibi hissettirdi. Bu içtenlik, dergiyi çok özel kılıyor.
Okurlara da şunu söylemek isterim: Gerçek güzellik, kendinle barıştığın anda başlar.














